komşu hakkı
Komşu Hakkı
Dinimiz komşuluğa çok önem vermiştir. Her müslümanın, güzel ahlaklı, salih komşular arasında ev araması lazımdır. Peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde, (Ev satın almadan evvel, komşuların nasıl olduklarını araştırınız!) buyurdu. Başka bir hadis-i şerifte de, (Komşuya hürmet etmek, anaya hürmet etmek gibi lazımdır) buyuruldu.
Komşuya hürmet, onunla iyi geçinmektir. Onun aç olduğunu bilerek, kendisi tok yatmamaktır. Allahü tealanın kendisine ihsan ettiği rızklardan ona da vermektir. Onu incitecek söz ve harekette bulunmamaktır. Hadis-i şerifte, (Komşusu, şerrinden, kötülüğünden emin olmıyan kimse, Allahü tealaya iman etmemiştir) buyuruldu. Gayri müslim komşuya da, iyi davranmalıdır. Mümkün olduğu kadar hediye vermelidir. Görüştüğünde, halini, hatırını sormalıdır. Hadis-i şerifte, (Zimmi ya'ni gayri müslim komşunun bir hakkı, müslüman komşunun iki hakkı, akraba olan komşunun üç hakkı vardır) buyuruldu
Komşunun yaptığı sıkıntılara, eziyetlere ve cahilce hareketlerine sabretmeli, karşılık vermemelidir. Haram işliyen kötü komşuya da, haram olduğunu güler yüz ve tatlı dil ile anlatmalıdır. Komşuyla iyi geçinmek demek, sadece ona kötülük yapmamak değil, ondan gelen sıkıntılara da sabretmektir. Zamanımızda, islamiyeti anlatmada en tesirli yol, güler yüzlü, tatlı dilli olmaktır. Komşular, günah işlediklerini görüp de nasihat vermiyen ve kendileri ile görüşmiyen, Cehennemden kurtulmaları için yardım etmiyen komşularını, kıyamet günü, Allahü tealaya şikayet edecekler, maddi ve ma'nevi haklarını istiyeceklerdir. Bununla yıllarca komşuluk yaptım, bana senin dinini anlatmadı, yaptığım işi senin yasak ettiğini bildirmedi, diyeceklerdir.
Komşunun çocuklarını eli ile okşamalı, sevmeli, gelip giderken ona hediye, şeker almalı, önce kendini sevdirmeli, sonra da namaz kılmaları ve günah işlememeleri için, tatlı dil ile nasihat etmelidir. Hadis-i şerifte, (Evinizde pişen yemekten, komşunuzun hakkını veriniz) buyuruldu.
Ödünç olarak bir şey istediğinde, mümkünse hemen vermelidir. Komşusu hasta olunca, ziyaretine gitmelidir. Sıkıntıya düşünce, imdadına yetişmelidir. Hadis-i şerifte, (Sıkıntıya düşen komşusuna yardım eden, sıkıntısını gideren kimseye, Allahü teala kıyamet günü kıymetli elbise giydirecektir) buyuruldu. Cenazesi olunca, (Ta'ziye) etmeli, ya'ni sabretmesini söylemeli, teselli etmeli ve cenazesinin hizmetine koşmalıdır.
Komşusu sefere, yolculuğa, uzak yere görevli gidince, geride kalan ailesini, çocuklarını, hırsızların, ahlaksızların şerlerinden, zararlarından korumalıdır.
O yok iken, onun çoluk çocuklarına karşı davranışlarında, ona hıyanet, kötülük etmekten çok sakınmalıdır. Ona veremiyeceği meyve, tatlı gibi şeyleri evine ondan gizli getirmelidir. Evini satacağı veya kiraya vereceği zaman, ona danışmalı, onun tavsiye ettiği salih kimseye vermelidir.
Çeşitli sebeplerle görüşmesi, nasihat etmesi mümkün olmazsa, mahzurlu olursa, en azından ona islamiyeti doğru olarak anlatan dini kitap hediye etmelidir. Bu şekilde vebalden kurtulmalıdır. Ahırette, ya Rabbi, bana nasihat etmedi, dinini öğretmedi dediğinde, ya Rabbi, senin dinini doğru olarak anlatan kitap verdim, diyebilmelidir.